Dr. Muammer YILDIZ (İstanbul İl Eski Milli Eğitim Müdürü)

Dr. Muammer YILDIZ (İstanbul İl Eski Milli Eğitim Müdürü)

Dr. Muammer YILDIZ (İstanbul İl Eski Milli Eğitim Müdürü)

 

Uzun zamandır İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yapıyorsunuz. Kamuoyunda bilinen bir insansınız. Ancak kendinizi tanıtmak isterseniz, nasıl tanımlarsınız? Muammer Yıldız kamuoyunda tanınanın ötesinde kimdir? Neleri sever, ne yapar? Bir günü nasıl geçer?

1967 yılında Erzurum`da doğdum. İlk ve Ortaokulu Erzurum`da, liseyi ise Ümraniye Lisesinde tamamladım. Ardından Atatürk Üniversitesi Matematik Bölümünü bitirerek Şanlıurfa`da matematik öğretmeni olarak göreve başladım.

1989 yılında araştırma görevlisi olarak başladığım Yüzüncü Yıl Üniversitesindeki görevimi 1994 yılında Yrd. Doç Dr. unvanı alarak sürdürdüm. Ardından Kırıkkale Üniversitesinde 1996-2004 yılları arasında öğretim görevlisi olarak görev yaptım. 2004 yılında atandığım Talim Terbiye Kurulunda üyelik ve başkan yardımcılığı yaptıktan sonra 2009 yılı Eylül ayında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü olarak atandım.

İlköğretim ve ortaöğretim müfredatının yenilenmesinde aktif olarak görev yaptım. Halen İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü görevini sürdürmekteyim. Vakit buldukça spor yapıyorum, kitap okuyorum.

İstanbul gibi büyük bir şehirde eğitim başında olmak nasıl bir duygu? Ve siz bu göreve başlarken neleri hedeflemiştiniz, bunların hangilerini başardınız?

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü çok kıymetli, değerli, onurlu bir görev. Ben de 6-7 yıldan beri bu görevi yürütüyorum. Ancak hayata yeniden başlasam, ne olmak istersiniz diye sorulsa, eğitimci ama özelinde öğretmen derdim.

Peki, bu kariyer planı açısından yolunuzun tekrar  İstanbul’a, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğüne uğramasını ister misiniz?

Doğrusu isterim. Bizim İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünde yaptığımız iş itibariyle; 2 milyon 660 bin öğrencisi, 128 bin öğretmeni ve 6 bine yakın okulu ile büyük bir camia. Eğitim camiasının büyük bir kısmını temsil eden bu kentin eğitiminden sorumlu olmak, çok onurlu, çok şerefli ama bir o kadar da zor bir görev, zorlukları var ama bu zorluklarla baş etmesini de biliyoruz, bizi mutlu kılan da bu.

Temel hedefim, görevde bulunduğum süre içinde hiçbir fark gözetmeksizin herkese hizmet etmek. Bir yöneticinin temel vasfının ulaşılabilir olmak olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden başta öğretmenlerim olmak üzere, tüm çalışanlarımızla, veli ve tüm paydaşlarımızla iyi bir diyaloğumuz var. Bu görevden ayrıldıktan sonra, İstanbul’un en temel sorunu olan eğitim yatırımlarının yapıldığını, tüm okullarımızda fırsat eşitliğinin sağlandığını ve okuma kültürü konusunda en önde olduğumuzu görmek isterim. Elbette sağlıklı, mutlu, yaşama sevincine sahip, kendi ayakları üzerinde durabilen insanlar yetiştirme fikrimizin hayata geçtiğini görürsem gözüm arkada kalmaz.

Şüphesiz gençlerin yetişmesinde, donanımlı bireyler haline gelmesinde aile, okul ve çevrenin belirleyici etkileri söz konusu. Bu üç sacayağını değerlendirdiğimizde nasıl bir durum gözlemliyorsunuz?

Veliler çocukların başarısında okul kadar hatta daha da önemli bir etkiye sahiptir. Çocukların ders başarısını etkileyen en önemli etkenlerden birisi aile ortamı ve tutumdur. Aile ne kadar sağlıklı ve bilinçli ise çocukların başarı düzeyleri o kadar yükselir. Öğrencinin okuldaki başarısı mutlak manada ailenin çocuğuna bu ortamda destek vermesi ve öğretmenleriyle iyi diyalog içerisinde olmasıyla doğru orantılıdır. Öğrencinin özel durumları varsa bunlar hakkında mutlaka öğretmenin veliden bilgi alması gerekir.

Öğrencilerin başarısında okul-aile ve çevre faktörleri oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Çocukları ile ilgilenen, sorunlarını çözmeye çalışan, okulla iş birliğini geliştiren ailelerin çocuklarının başarısı ilgilenmeyen ailelere göre çok daha yüksektir.  Okulun etkililiği ve öğrencinin sosyal, duygusal ve akademik açıdan gelişmesi ve başarılı olması açısından okul-aile iş birliği son derecede önemli görülmektedir.

Teknoloji! Sanki iki taraflı bir bıçak gibi. Gerekli şekilde ve ölçüde kullanıldığında müthiş bir imkân, ölçü kaçırıldığında tedavi gerektiren bir bağımlılık. Bugünkü teknoloji-gençlik ilişkisini nasıl görüyorsunuz, neler tavsiye edersiniz?

Çocuklarımıza en temel ihtiyaçlar dururken öncelikli olarak en pahalı telefonlardan alıyoruz.   Bu durumda cep telefonuyla çok zaman geçiriyorlar, derslerden uzaklaşıyorlar, çevreleriyle iletişimlerini koparıyorlar. İletişim dünyasında iletişimsizlik baş gösteriyor. Yüz yüze iletişim kurmak yerine sanal ortamda zaman geçiriyorlar. Globalleşen dünyada çağa ayak uydurmak, yenilikleri takip etmek gerekir tabiî ki, ancak teknolojinin iyi yönlerini almak, doğru şekilde, doğru zamanda teknolojik araç gereçleri kullanabilmek, ihtiyacımız olan ve olmayan arasında bir denge oluşturabilmek, bizler ve çocuklarımız için gerekli ve dikkate alınması gereken bir konudur.   

Gençlerimizin ufku açık, kültürlü, özgüveni olan milli manevi değerlere sahip bireyler olarak yetişmesi yönünde Milli Eğitim olarak planlarınız ve projeleriniz nelerdir?

Değerler eğitimi projemiz var.  Bakanlığımızın protokolü kapsamında nicelik ve nitelik olarak büyük bir katkı sağlamaktayız. Ayrıca İstanbul Gençlik Meclisi ile yaptığımız ve devam eden Beyaz Gezi, Osmanlı Arşivleri Gezisi, Fotoğraflarla Çanakkale, Tarihe Yolculuk Resim Sergisi (Eski İstanbul resimleri), Tarihe İz Bırakanlar (Necip Fazıl, Mehmet Akif, Adnan Menderes, Eyüp Sultan vb.) ile İstanbul’a iz bırakan kişileri mezarı başında anma ve yaptıkları ile ilgili programları içeren projelerimiz var.

İKRA Derneği kitabı, okumayı temel ilke edinen bir dernek. İnsanlara kitap okutmayı amaç edinmiş. Önce sizden başlarsak kitap ile aranız nasıl? Okumaya ne zaman başladınız? Ne tür kitaplar okursunuz? Gençlere kitap okuma ile ilgili neleri tavsiye edersiniz?

Okuma benim için bir yaşam tarzı haline geldi. Bu yüzden ne kadar yoğun olursam olayım okumak için mutlaka vakit ayırıyorum. Okuma kültürüne bu derece önem vermemin temel nedeni de bu olsa gerek. Okuyan insan hayatı daha iyi anlar. Hayatı anlayan insan yaşamaktan keyif alır. Genelde eğitim içerikli, özellikle eğitimde paradigma değişimini içeren kitapları ve güncel romanları okumaktan büyük keyif aldığımı söyleyebilirim.

 

İstanbul genelinde okullarda yapılan kitap okuma etkinlikleri nelerdir? Yazarlar Okullarda projeniz var. Bu proje hakkında bilgi verir misiniz? Proje nasıl yürüyor, hedeflenen başarıya ulaştınız mı?

İstanbul genelinde birkaç yıldır yürüttüğümüz ve en fazla önem verdiğimiz ‘’Yazarlar Okullarda’’ projesi kapsamında zaten her türlü kitap okuma etkinlikleri düzenlenmekte bunun yanında cevher okumaları adı altında kitap okuma etkinlikleri yapılmaktadır.

Son olarak okurlarımız için neler söylemek istersiniz?

Her zaman söylediğim bir söz ile bağlamak istiyorum; okumak soylu bir eylemdir, okuma aşkınız hiç solmasın.

 

RÖPORTAJ: Mehmet ÇELİK - Erdoğan AYDIN