TİCARET AHLAKI VE HELAL KAZANÇ

TİCARET AHLAKI VE HELAL KAZANÇ
  • 20 Nisan 2020
  • İkra Derneği

TİCARET AHLAKI VE HELAL KAZANÇ

 

 

TİCARET AHLAKI VE HELAL KAZANÇ

Bismillâhirrahmânirrahîm.

"Allah’ın sizi rızıklandırdığı helal ve temiz şeylerden yiyin; eğer yalnız O’na kulluk ediyorsanız O’nun nimetlerine şükredin.!"  (Nahl Suresi: 114)   

            Ebu Said (r.a)'ın rivayet ettiği bir hadisi şerifte Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Doğru ve güvenilir tüccar (kıyamet günü) nebilerle, sıddıklarla ve şehitlerle beraberdir." (Tirmizi, Büyu, 1/1257).

            Kur’an’ı Kerim alış verişin dini ve ahlaki temellerini belirlerken, ahde vefayı, sözde durmayı, adaletli olmayı, akitlere bağlılığı, ölçü ve tartıda hile yapmamayı, haksızlık etmemeyi emretmiştir.

  Hz. Peygamber’in (sav) hadislerinde alışverişe ait hükümler ayrıntılı bir şekilde yer almış ve böylece insanlığın ilk devirlerinden beri var olan ticari işlemler olması gereken asli tabiatına ve sağlıklı işleyişine kavuşturulmuştur. Aldatma, haksızlık ve sömürüye yol açan alışveriş çeşitleri tek tek yasaklanmış; makbul ve meşru alışveriş için gerekli şart ve hükümler bildirilmiştir. En önemlisi faiz yasaklanmış, müşriklerin “faiz de alışveriş gibidir” iddiası reddedilmiş ve alışveriş faizli işlemlerden arındırılmıştır.

Nitekim Bakara Suresi 275. ayette; "Allah, alışverişi helal, ribayı (faizi) haram kıldı." buyurulmuştur.

Nisa suresinin 29. ayetinde ise şöyle buyrulmuştur: "Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir." (Nisâ:29).

Aynı şekilde Mutaffifîn Suresinde de şöyle buyrulmuştur; “Eksik ölçüp tartanların vay haline! Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler. Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar. Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı? Büyük bir gün için. Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rablerinin huzurunda divan duracaklar.” (Mutaffifin Suresi: 1-6).

Muhammed Hamdi YAZIR bu ayet-i kerimelerin tefsirinde: "Böyle az bir şeyi çalan veyli (azabı, cehennemi) hak ederse çok çalanların kaç katlı veyli hak edecekleri düşünülmelidir" demiştir.

            İnsanlar hile yapmak ve mallarının ayıplarını gizlemek suretiyle kâr edeceklerini sanırlar. Halbuki bu şekilde yapacakları alışverişin hiçbir bereketini göremezler. Hakim b. Hizam (r.a.)'dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Alıcı ile satıcı meclisten ayrılıncaya kadar serbesttirler (yani alış verişi bozabilirler). Eğer ikisi de doğru konuşup, mallarının kusurlarını ve değerini olduğu gibi açıkladılarsa alışverişleri kendilerine bereketli olur. Malın ayıbını ve fiyatını gizlediler ve yalan söyledilerse, belki kâr ederler fakat alışverişlerinin bereketini mahvederler." (Buhâri, Büyu, 19/2118; Müslim, Büyu, 11; Ebu Davut, Büyu, 53; Tirmizi, Büyu, 26).

            Helal kazanç; emek sonucu hak edilerek elde edilmiş kazançtır. (Türkçe Sözlük, D. Mehmet Doğan)

            İslam’a göre rızkı da eceli gibi insanı bulur. Kimse rızkını bitirmeden ölmez. Ancak evlere kapılarından girildiği gibi rızka da sebeplere sarılarak ulaşılır. Allah Teâla her şeyde olduğu gibi rızkı da sebeplere ve çalışmaya bağlamıştır. Cenabı Allah insana rızkını bulması için akıl, göz, kulak, el, ayak vb. güzel azalar vermiştir. İnsanın vazifesi, sebeplere sarılıp rızkı için çalışmaktır.

            Peygamberimiz bir defa ekin pazarına uğramış, hoşuna giden bir buğdayı eli ile yoklayınca eline ıslaklık isabet etmişti. Buğday sahibine:

- Ey ekin sahibi, bu ne? diye sordu. Ekin sahibi:

- Ey Allah'ın Resûlü, yağmur altında kaldı ve ıslandı, deyince Peygamberimiz:

"O ıslak kısmı insanların görmesi için ekinin üstüne koysaydın ya. Bizi aldatan bizden değildir" buyurdu. (Müslim, İman, 43/295)

            Bir hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur; "En hayırlı kazanç, el emeği ve alın teri ile olan kazançtır."

Oyun ve oyalanmadan ibaret olan bu dünya hayatını iyi değerlendirmeli, helalinden kazanmak için çalışmalıyız ve kazandıklarımızdan da Allah’ın (cc) emirleri doğrultusunda, ihtiyaç sahiplerine vermeli, başkalarını da düşünmeliyiz.

"Kim ki Allah'a güzel bir borç (karz-ı hasen) verirse Allah da ona onun karşılığını kat kat arttırır, hem ona değerli bir mükâfat da vardır." (Hadid Suresi: 11).

Hasıl-ı kelam her işimizde -Peygamber Efendimizin saçlarının beyazlamasına sebep olan- Hud Suresinin 112. ayetinde buyrulduğu gibi "EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL" düsturunca hareket edip, bu minval üzere yaşantımızı devam ettirmemiz gerekmektedir.

Yazımı şu dua ile nihayete erdirmek istiyorum; Rabbim bizleri rızasına uygun olarak yaşayanlardan, dünya imtihanını başarılı bir şekilde verenlerden, Müslüman olarak yaşayıp Müslüman olarak can verenlerden eylesin.

            Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru. Ey Rabb'im! Ey merhamet edenlerin en Merhametlisi! Bize rahmetinle muamele eyle. Âmin!

Yusuf ŞEREFLİ