SEBE SURESİ 36-39

SEBE SURESİ 36-39
  • 19 Kasım 2019
  • İkra Derneği

SEBE SURESİ 36-39

İKRA Derneği Esenyurt Temsilciliği olarak gerçekleştirdiğimiz sohbetimizin hatibi Bekir YILDIRIM Hocamızdı.
Sohbetimizin konusu “Sebe Suresi 36-39” Ayetlerinin Tevsiriydi.

﴾36﴿ De ki: "Rabbim rızkı dilediğine bol verir, dilediğine kısar; fakat insanların çoğu (bunun hikmetini) bilmezler."

﴾37﴿ Sizi bize yaklaştıracak olan, ne servetiniz ne evlâtlarınızdır. Ama iman edip dünya ve âhirete yararlı iş yapanlar başka, yaptıklarına karşılık onlara kat kat fazlası mükâfat vardır ve onlar köşkler içinde huzur ve güven içinde yaşayacaklar.

﴾38﴿ Âyetlerimizi etkisiz kılmak üzere çaba gösterenler ise azap içinde bırakılacaklardır.

﴾39﴿ De ki: "Rabbim kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğine de kısar. Başkaları için ne harcarsanız Allah onun yerine yenisini verir. O rızık verenlerin en büyüğüdür."

Her toplumda görülen sefahata dalmış varlıklı şımarık kesimin ilâhî bildirimler karşısında ortaya koyduğu çarpık mantığın ve küstah tavrın tasvir edildiği bu âyetlerde, rızkın asıl sahibi Allah Teâlâ olduğu halde, bazı insanların yine O’nun verdiği imkânlara dayanarak O’na karşı direnmeye ve baş kaldırmaya çalışmasının tutarsızlığına dikkat çekilmektedir. Şayet onların gerekçeleri sağlıklı olsaydı o zaman insanlığın bütün imkânların paylaşımını kendi tercihlerine göre düzenleyebilmesi gerekirdi. Oysa bu hiçbir zaman gerçekleştirilememiştir.

Allah’ın rızasını kazanmak için sağlam bir imân gerekir. Bu sağlam imân neticesindeki davranışlarımız Allah katında değer bulur ve mükâfata dönüşür.

Hayır hasenât amacıyla yapılan harcamalar Allah katında karşılıksız kalmadığı gibi, gönül rızasıyla veren kişi bundan ötürü bir kayba da uğramış olmaz. Onların yeri Allah Teâlâ tarafından bir şekilde doldurulur. Bu, ya yerine benzeri maddî imkânlar verilmesi ya da bitmez tükenmez bir hazine olan kanaat duygularının geliştirilmesi ve kişinin iç huzurunun arttırılması biçiminde olabilir.

Kimisinin trilyonu var,  kimisi ise meyve-sebze pazarlarından arta kalanlardan yemek yapar ve çoluk çoçuğunun karnını doyurur. Çarpık bir düzen ve bozuk bir denge hâsıl oldu yeryüzünde.

Peki bunlar boşuna mı? Tabi ki hayır. 
Allah sınıyor kullarını, imtihan ediyor zengini de fakiri de.

Az alan neden az aldığını bilirse kazanır.
Çok alan neden çok aldığını idrak etmezse kaybettiği gibi. 

Trilyonu olsa ne fayda verir kendisine, Rabbini razı etmedikten sonra.

Allah’ı bilmeyen zengin, Allah katında zavallı bir fakirdir.  Tıpkı Allah’ı bilen fakirin Yüce Rabbimizin katında en zengini olduğu gibi. 
 
Hayat, Allah’ı bilmek ile Allah’ı bilmemek arasında incecik bir çizgidir. O çizginin hassasiyetinin farkında olup da, Rabbini bilen ve Rabbinin rızası için çabalayanlara ne mutlu. Kazanan işte onlardır. 

Bir insan itibarını para ile kazanıyorsa, onun itibarı cebindeki para ile eşdeğer demektir. 
Dilde olan itibarı para ile kazanabilir bir insan. Fakat gönülden kazanılan itibarı hiçbir maddi değer, hiçbir mekânizma, hiçbir logaritma veya hiçbir sistem ifade edemez. Trilyon verse de, bir evladın, bir eşin, bir anne ve babanın gönlünde itibar ve saygınlık kazanamaz insan. 

Eskiden fakirlikte ve darlıkta Allah’ı unutmayan insanlar, bu ahir zamanın zenginliğinde Allah’ı hatırlayamaz oldular.

Allah’ı buldurtan fakirlik mi, yoksa Allah’ı unutturan zenginlik mi daha hayırlıdır?

İmân ile örtüşmeyen her türlü zenginlik başa beladır. Fayda vermez insana. O zenginlik insana ağır bir yük olur aslında ve insanın bedeni taşıyamaz  o yükü. Yığılıverir en ummadık anda. Geriye dönüp baktığında sadece bomboş bir hayat ve Allah’ın rızası için zenginliğini kullanamamanın pişmanlığını görür. O pişmanlık da fayda vermez. Geçmiştir. Şimdi ise cehennemin ızdırabı ile başbaşa kalmıştır. 

Oysa tüm malı mülkü veren Allah ve O Allah ki, istediği zaman malını, zenginliğini kül de edebilir. Bunu unutanlar, Rabbini unutmuş demektir. 

Öyle ya, Allah (cc) kimini zenginlik ile, kimini fakirlik ile, kimini hastalıkla, kimini ise evlatlarıyla imtihan eder.

Herşeyin Allah’tan geldiğine ve birgün elimizde olan tüm imkanlardan ve imkansızlıklardan hesaba çekileceğimizi asla unutmamalıyız.

Unutmayınız lütfen;

“Allah (cc) ilmi isteyene, mâlı ise istediğine verir.”


Not: Her hafta Pazartesi günü saat 21:00'de ilim sohbetimiz devam etmektedir.
Sizi ve sevdiklerinizi bekleriz İnşaAllah.

Adres: Akçaburgaz Mah. 3050 Sk. No:8 D:15 ESENYURT