Sahabeyi Nasıl Örnek Almalıyız?

Sahabeyi Nasıl Örnek Almalıyız?
  • 28 Nisan 2020
  • İkra Derneği

Sahabeyi Nasıl Örnek Almalıyız?

 

        Onlar, son Peygamber Hz. Muhamed’in (sav) ashabı ve ilk talebeleriydi. Onlar Peygamberin sadık dostları, yol arkadaşlarıydı. Onlar İslam’ın yeryüzüne yayılmasını sağlayan öğretmenler ve rehberlerdi.

            Yüce Allah, Kitab-ı Kerim’inde onlarla ilgili şöyle buyuruyor: “Muhacirlerden ve Ensardan o ilkler, o önde gidenler ve ihsan şuuruyla onlara tabi olanlar var ya, Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razıdırlar. Allah onlara altlarında ırmakların çağladığı, içlerinde ebedi kalacağı cennetleri hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur.” (Tevbe suresi: 100). Onların üstünlüğü ve fazileti hakkında buna benzer daha nice ayetler ve hadisler vardır. Kısacası Peygamber’in yol arkadaşları ve İslam davasının öncüleri olan bu insanlar bizzat Allah ve resulünün övgüsüne mazhar olmuşlardır.

            Biz Müslümanlar olarak Allah (cc) ve Resulü’nün (sav) övgüsüne mazhar olmuş bu örnek nesli, ashabı gerçekten hayatımıza taşıyabildik mi, yoksa kelimelerimizi süsleyen cümlelerimizin ötesine geçemedik mi? Sahabeler bizim için Kur’an’ın ve Sünnet’in teoriden pratiğe, söylemden eyleme, kitaptan hayata geçmiş birer örneklerdir.

           Eğer bizler Hz. Ömer’in adaletini kendi hayatımıza taşıyamıyorsak, onun hak ve hakikati hayata hâkim kılma gayretini kendi özelimize yansıtamıyorsak, bizim Hz. Ömer’i övmemizin bize bir katkısı olmaz. Bizler Hz. Ebu Bekir’in sadakatini, samimiyetini, infakını ve teslimiyetini hayatımıza hâkim kılamıyorsak bizden sâdık ve sıddîk olmaz. Bizler Hz. Osman’ın hayâ ve edep anlayışını hayatımıza taşıyamıyorsak gerçek bir edep sahibi olamayız. Bizler Hz Ali’nin ilim, irfan, iman, ve cesaretini kendi hayatımızda sergileyemezsek kâmil bir imana ulaşamayız.

              Bizler Hz. Musab bin Umeyr gibi davetçi bir öğretmen, Hz. Bilal gibi baskılar karşısında direniş ve sabır gösteren bir yiğit, Hz. Hatice gibi zorlukta ve darlıkta davaya sahip çıkan bir vefa örneği, Hz. Sümeyye gibi gerektiğinde davası için hiçbir hayat endişesi duymadan canını seve seve Allah yolunda feda eden bir iman abidesi, Hz. Ebu Zer gibi gerektiğinde yapayalnız, sağına ve soluna bakmadan iman, ihlâs ve cesaret örneği gösterip hakikati haykıran bir mücahit olamıyorsak, kâmil bir imana sahip olamayız demektir.

              Hz. Selman Farisi’nin gerçek bir imana ulaşmak için çektiği sıkıntıları ve hakikati bulduktan sonra bunu nasıl da gıpta edilecek bir hayat pratiğine aktardığını biliyoruz. Yine sahabe hayatında buna benzer nice örneklikleri müşahede ediyoruz. Ashab-ı Kiram’ın hayatındaki bu örneklikler, onlardan sonra gelen Müslümanlar için birer kutup yıldızı gibi parıldamaktadır. Onlar yeryüzüne çıkartılmış hayırlı birer ümmettiler.

            Ama şunu da unutmayalım ki, onlar da bizim gibi birer beşerdiler. Onları özel kılan Allah’ın emirlerini ve Resulü’nün rehberliğini hayatın her zerresine hâkim kılma gayretleriydi. Bunu da başardılar. Allah’ın övgüsüne mazhar olup bu dünyadan dâr-u bekâya göçtüler. Bize düşen Allah’ın Kitab’ını, Resulullah’ın rehberliğinde ve ashabın örnekliğinde hayata hâkim kılmaktır. Yoksa Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş o örnekliklere sadece cümlelerimizde bolca yer verip yaşam tarzımıza taşımazsak, hayatımızın dışında tutarsak bize hiçbir faydası olmaz. Şunu asla unutmayalım ki yaşadığımız 21. yüzyılda sahabenin yaşam tarzına ve onları yaşantılarımızda örnek edinmeye ne kadar da muhtacız. Var mısınız zamanın ashabı olmaya? Haydi bismillah! Selam ve duayla.

 

                                                                                   Yazan: İlhan ULUÇ