Patani Mücadelesinde Yeni Dönem

Patani Mücadelesinde Yeni Dönem
  • 02 Ağustos 2017
  • İkra Derneği

Patani Mücadelesinde Yeni Dönem

6 – 11 Haziran 2016 tarihlerinde İ.H.H insani yardım Vakfının organize ettiği Ramazan Gıda Dağıtım programı çerçevesinde Tayland’ın Patani bölgesine gittim. Bu Benim bölgeye ilk gidişimdi. Bölge ile alakalı bulabildiğim kaynaklardan bilgiler edinmeye çalıştım. Okuduklarımdan ve bölge insanlarının anlattıklarından edindiğim fikirlerimi sizlerle de paylaşmak için bu satırları kaleme alıyorum.
 
14. Yüzyılda Patani Kralının Müslüman olması ile devlet olarak Müslümanlaşan Malay kökenli bu cesur ve dayanıklı insanlar 300 yıl gibi bir süre bolluk ve refah içerisinde yaşamışlar.
 
Kamboçya, Vietnam, Burnei, Singapur gibi ülkelere ve bölgelere İslami anlatmak ve tebliğ yapmak üzere âlimler göndermişler.
 
Ancak İngilizlerin Hindistan’ı işgalinden sonra bölgedeki varlığını koruma adına ileri gelen tüm bölge devletleri ile Müslümanlara karşı işbirliği yapıp, anlaşmalı devletleri desteklemişler. Bu devletlerden biri de o dönemde siyam devleti olarak tarihte var olan bu günkü Tay’ların atalarını da Patanili Müslümanlara karşı desteklemiş ve siyamlara yardım etmişlerdir. 1908 de Tay’ların egemenliğine giren Patani, tam anlamıyla asimilasyon ve yok edilme ile karşı karşıya kalmıştır.
 
İngilizlerin Müslümanlara yönelik; önce dilini, sonra yazısını, sonra da İslam adına ne varsa hepsini yok etme şeklindeki tüm sömürge ülkelerinde kullandığı metodu Patani’de de Tay’lara uygulatmıştır. 1960 – 1980 yılları arasında Medrese, Cami, Kur’an kursları kapatılmış ve top yekün dinden uzaklaştırma projesi uygulanmıştır. Önce siyamlarla, sonra İngilizlerle daha sonra Japonlarla ve sonra da Tay’larla mücadele ile geçen neredeyse 300 yıllık bir cihad harekâtı ile yoğrulan Patani halkı, son olarak uygulamaya konan toptan yok etme eylemine karşı da mücadelesini sürdürmüştür. Mısır da eğitimi tamamlayan Hacı Sulong bu mücadelenin hem başlatıcısı hem de simge ismi olmuştur.
 
67 milyona karşı içerisinde 3 milyon gibi bir insan kitlesi ile mücadele veren Patanili Müslümanlar bu günlerde adım başı kontroller ve neredeyse sokaktaki askeri kontrol noktaları ile adeta açık hava hapishanesinde gibiler.
 
Her defasında araçları ile geçerken, “kimsin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun, araçtakiler kim, neden seninle beraberler, ne yapacaksınız” gibi anlamsız ve bıktırıcı sorularla karşılaşan Patanili Müslümanlar 100.000 kişilik Tay asker ordusu ile psikolojik harp halindedirler.
 
300 yıllık mücadelenin getirmiş olduğu dayanıklılıkla her türlü zorluğa alışmış olan bu cesur ve sabırlı Müslümanlar; tüm anlamsız ve bıktırıcı bu uygulamalar karşısında bile umutlarını ve heyecanlarını kaybetmeden tam bağımsız olacakları günün hasreti ile çalışmalarına hız veriyorlar.
 
Bu günlerde Tayland devletinin eğitim yoluyla kültür değişimine gittiğini çok iyi fark eden Patanililer bir anlamda İmam Hatip Lisesi diyebileceğimiz tarzda geleceğe daha bilinçli daha bilgili ve dünyadan haberdar bir nesil yetiştiriyorlar.
WhatsApp-Image-20160615 (5)Suriye, Mısır, Sudan, Ürdün, Suudi Arabistan gibi devletlere 40 yıl öncesinden göndermeye başladıkları öğrenciler şimdilerde ülkelerinde kendileri tecrübeli birer âlim olarak çalışırken hiç kesintiye uğratmadıklarında yurtdışında Arapça eğitimine öğrenci göndermeye devam ediyorlar.
 
Tayland devletinin kültür değişimi için ortaya koyduğu bu çalışmanın gelecek 30 – 40 lı yıllarda Müslümanların lehine olacağından hiç kuşkum yoktur.
 
Son 10 yıldır Türkiye’ye de öğrenci gönderen Patani’li Müslümanların bize öğretecekleri ile bizim onlara öğreteceklerimiz karşılıklı olarak hayırlı sonuçlar verecektir inşallah.
Bu süreçte başta ABD, İsrail, İngiltere ve AB ülkeleri olmak üzere tüm İslam dünyasının her barış toprağında kan, gözyaşı, zulüm, işkence ve ıstırap oluşumlarını yapan bu devletlerin; nerede İslam ve Müslüman aleyhine bir fikir, bir eylem ve bir oluşum varsa mutlaka işin içinde onların bulunduklarını bilecek ve tüm dünyaya bunu anlatacağız. Onlar duymak, görmek ve bilmek istemseler de bunu mutlaka yapmalıyız.
 
Bilelim ki, Filistin’ de, Gazze’ de, Afganistan’ da, Mali’ de, Orta Afrika Cumhuriyetinde, Libya’da, Mısır’da, Bosna’da, Türkiye’de Müslüman huzurunu bozan kim ise Arakan da, Moro’ da Patani’ de, Doğu Türkistan’ da o dur.
 
Bu gerçeklerden hareketle el silahımız, dil silahımız ve gönül kinimizi Müslümandan yana asla kullanmayacak ve tüm hücumumuzu Allah ve İslam düşmanlarına karşı kullanmamız gerektiğini bilecek ve ona göre hareket edeceğiz.
 
Patani özelinden hareketle yeryüzünde cihad ve mücadele hareketinin bitmediğini ve zulüm, haksızlık, isyan, küfür, sirk olduğu sürece de bitmeyeceğini bilmeliyiz.
Biz bize düşeni yapacağız gerisi bizi yaratana aittir.