Tarih boyunca zalimlerin hep yanıldıkları bir husus vardır: Yeryüzünde hakkın ve adaletin hâkim olması için mücadele eden yiğitlerin bedenlerini ortadan kaldırarak, onların davalarının da sona ereceğini hesap etmeleri. Bunun son örneği, Mısır’ın çağdaş firavunu Sisi’nin, halkın oylarıyla seçilen Muhammed Mursi’ye karşı sergilediği zulüm.
Müslüman Mısır halkına, İsrail başta olmak üzere emperyalistlerin sömürge valisi gibi tahakküm etmeye çalışan Hüsnü Mübarek, başlatılan halk hareketiyle iktidardan düşürülmüş ve yerine 2012 yılında yapılan seçimle Muhammed Mursi gelmişti. Ancak İslâm dünyasının kanını emmeye alışmış emperyalist devletler ve onların başta Suudi Arabistan olmak üzere uşaklığını yapan yerli işbirlikçileri, Mısır halkının bu tercihinden ürkmüş ve sıranın kendi zalim yönetimlerine geleceğini düşünerek hemen yeni entrikalara girişmişlerdir. Organize ettikleri kapsamlı gösteriler neticesinde 2013 yılında Amerika ve İsrail’in güdümündeki General Abdulfettah Sisi, askeri darbeyle yönetime el koymuş ve Muhammed Mursi’yi hapse atmıştır. Gücünü emperyalist efendilerden değil, Hakk’tan ve halktan alan Mursi, onurlu, vakur ve başı dik duruşuyla, hapsedildiği dönemde bile gönüllerde taht kurmuş, herkese örnek olacak bir Müslüman duruşu sergilemiştir.
Muhammed Mursi, 17 Haziran 2019 tarihinde, mahkeme salonunda vefat etmiştir. Müslüman Kardeşler (İhvan) Teşkilatı, Muhammed Mursi’nin öldürüldüğünü açıklamıştır. Mursi’nin, Sisi yönetimi tarafından şehit edildiği kuvvetle muhtemeldir. Çünkü zalimler, hiçbir şeyden korkmadan hakk mücadelesi veren yiğitlerden her zaman korkmuş ve bir an önce onların bedenlerini ortadan kaldırmanın hesabını yapmıştır. Ama onları öldürmekler hiçbir zaman onların davalarını yok edemeyeceklerini, hatta onları şehit etmekle bu davanın daha da güçleneceğinin farkına varmamışlardır.
Nitekim Mısır’ın yakın tarihi bile bu gerçeğin en açık örnekleriyle doludur. Sisi’nin selefleri Cemal Abdunnasır ve Enver Sedat gibi Mısır’ın çağdaş firavunları tarafından şehit edilen Hasan el-Benna, Abudulkadir Udeh ve Seyyit Kutup gibi yiğitlerin şehadetiyle hakk, özgürlük ve İslâm davası son bulmamış; aksine daha da güçlenerek 2012 yılında iktidara gelmiştir. Muhammed Mursî’nin şehadeti de Mısır halkının, hak ve özgürlük mücadelesinin sonu olmayacaktır. Mursi’nin şehadeti, kardeş Mısır halkının zafere giden yolunu aydınlatacak bir meşale ve zalimlerin iktidarını yakıp yok edecek bir ateş olacaktır.
Şehit Muhammed Mursi’ye Allah’tan rahmet, Müslüman Mısır halkına ve İslam dünyasına sabırlar diliyoruz. İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.