KÜRSÜLERİN CESUR HATİBİ: TİMURTAŞ UÇAR

KÜRSÜLERİN CESUR HATİBİ: TİMURTAŞ UÇAR
  • 20 Kasım 2017
  • İkra Derneği

KÜRSÜLERİN CESUR HATİBİ: TİMURTAŞ UÇAR

ÖNCÜLERE VEFA

KÜRSÜLERİN CESUR HATİBİ: TİMURTAŞ UÇAR

“Öncülere Vefa” ismiyle geleneksel hale getirdiğimiz programlarımızın 10.sunu 11 Kasım 2017 Cuma akşamı Esenler Kültür Merkezi’nde Timurtaş Hocanın oğlu Yusuf Tarık UÇAR ile gerçekleştirdik. 

10. programımızda konu edindiğimiz kişi Yusuf beyin de babası olan “Kürsülerin Cesur Hatibi: Timurtaş UÇAR” idi.

Genel Merkez Eğitim Birimi Başkanımız İlhan ULUÇ beyin sunuculuğunu yaptığı programımız Abdulgafur LEVENT hocamızın Kur’an tilâveti ile başladı. Kur’an tilaveti sonrası derneğimizin anlatıldığı bir VTR izletildi ve ardından Genel Başkanımız Sayın Mehmet ÇELİK bir selamlama konuşması yaptı. Çelik konuşmasında;

    

“Geçmişe göre bilgiye ulaşmak daha kolay. Ancak bilgiyi amele, eyleme dönüştürmek biraz zaman alıyor. Müslümanlar olarak yeryüzünün tamamı bizim için dinin yaşanabileceği ve yaşatılabileceği bir alandır. Onun için Peygamber, yeryüzünde İslam galip gelecektir, der. İşte zor zamanlarda öncülerin İslam’ı haykırmasıyla ki Timurtaş hoca onlardan biridir, İslam gelişecek ve yayılacaktır. 1997’lerde yapılan bir araştırmada İngiltere’de doğan çocuklara en çok konulan isim MUHAMMED.”

“Bize dini anlatabilecek yürek, bilek ve bilgi lazım. Madem bilgi güç ise gücü doğru kaynaktan alacağız. Kitabından, değerinden haberdar olan bir Müslüman arzuluyoruz.”

Genel Başkanımızdan sonra Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Aydın POLAT bey kürsüye çıktı. Aydın bey çalışmalarından ötürü İKRA DERNEĞİ yöneticilerini tebrik ederek söze başladı. 3 neslin Timurtaş hocanın vaazlarından faydalandığını ve kendisinin de Timurtaş hocadan faydalanan 3. nesilden olduğunu belirten Aydın bey, aynı zamanda Yusuf Tarık bey ile olan dostluklarından bahsetti.

Sayın Polat’tan sonra Timurtaş Hoca hakkında bir VTR izletildi ve sonrasında da gecenin konuşmacısı Yusuf Tarık UÇAR bey söz aldı. Yusuf beyin anlatımından satır başları:

  • Dedem Trenci Bekir, babamın iyi bir asker, Müslüman bir kumandan olmasını istemiş. Babam Kuleli Askeri Lisesini birincilikle kazanmış ama kayıt zamanını 3 gün geçirince kayıt yaptıramamışlar. Kayıt yaptırabilmek için askeriyede ders veren ve Türkiye Gazetesinin kurucusu olan Hüseyin Hilmi IŞIK’a gidiyorlar ve Işık; “Bundan iyi hoca olur, aşağıda bir İmam Hatip Lisesi açıldı, siz bunu oraya verin.” der ve bu şekilde İnönü zamanında yaşanan zulmü tersine çevirecek hocaların yetiştiği İstanbul İmam Hatip Lisesine kaydolur.
  • İstanbul İHL’de hoca olarak Ömer Nasuhi Bilmen, Ahmed Davudoğlu, Mahir İz, Peyami Safa, Nureddin Topçu… gibi Türk maarif tarihinde iz bırakmış isimler vardır.
  • 12 Eylül’de Selimiye Kışlası ile ilgili anımız oldu. Bir gün askerler geldi ve babamı aldı, bir gün boyunca evin önünde bir minibüste kaldık. 15 gün babamdan haber alamadık. 1 ay boyunca Selimiye’ye gittik, geldik. Babam öldüyse cenazesini alalım, yaşıyorsa nerede olduğunu bilelim, diye.
  • Selimiye Kışlası 7 kat yukarıda, 4 katta aşağıda olmak üzere 11 kat ve babam alt katlarda daracık ve zor nefes alınan bir hücrede 4 kişi kalıyorlar.
  • Rejim öldürürken bakmıyor; sağcıymış, solcuymuş, İslamcıymış farketmiyor.
  • Bir gün babama Edirne müftülüğü görevi çıkar, yani susturulmak istenir ama babam kabul etmedi. Dönemin Diyanet İşleri Başkanına gider ve “Benim anladığım din görevi memuriyet anlayışı değil, istifa etsem de, emekliye ayrılsam da vaaz vermeye devam edeceğim” der ve okul arkadaşı da olan Tayyar ALTIKULAÇ  bey de; “Hoca, sen uslanmayacaksın” der.
  • Eminönü Yeni Camii’de müezzinin birinin yapılan teftişler sonucunda 4 katlı bir işhanı olduğu ortaya çıkıyor. Müezzin Efendi, babamın cumalarda verdiği vaazı kaydedip hemen Unkapanı İMÇ’de kaset yaptırıp çoğaltıyor ve sıcağı sıcağına bunları sattırıyormuş. Tam piyasa işi yani.
  • Bu kasetlerden dolayı çok dava açıldı babama ama hepsinden beraat etti. Hatta, bu kasetler Avusturya’ya ulaşmış ve Sdyney büyükelçimiz laikliğe karşı propaganda yapılıyor diye dava açtı. “Kara Ses” lafı da burdan çıkma.
  • Babam sistemle kavgalı idi. Sistem bozuksa şunu şunu getirseniz yine adalet üretemezsiniz, derdi.
  • Erbakan hoca memurlar iftara yetişebilsin diye mesai bitimini 16:30’a aldırdı ama 3 gün sonra laikliğe aykırı diye kaldırıldı.
  • Çarşının Allah’ı ayrı, caminin Allah’ı ayrı bir din istiyorlar. Ama bu sorundur. Babam buna karşı mücadele etti.
  • Babam vaaz öncesi kitapları karıştırır, yeri gelir 1 maddeyi yarım gün farklı kitaplardan araştırırdı.
  • Babamın zamanında bilgiye erişim zordu ama hocaların, Müslümanların firaseti vardı, şimdi ise bilgiye ulaşım kolay ama firaset yok.
  • Bir gün rahmetli Hasan KARAKAYA ağabey, babama memurluktan ayrıl daha rahat vaaz verirsin, diye teklif götürür. Babam da memur maaşımın 3’te 2’sini 6 ay verin, ben sonra yine çalışır kendi ayaklarım üzerinde dururum der. Hasan abi “tamam”der ve bir takım yerlerden parasal destek ister ama bu konuda destek bulamaz. Çünkü babama yardımcı olmaktan korkuyorlar. Hasan abi de bu işten vazgeçer.
  • İdealist davan varsa siyasete bulaşma, dernek, vakıf kur. Böyle olmaz. Siyaset-i Nebevi üslup lazım ve siyasetsiz olmaz.
  • Bir gün kadının biri kızını okutmak (hoca okuması) için babama getirir. Babamın bu tür işleri genelde yoktur ama kadıncağız getirmiş bir kere. Kadına sorar: “Kızına İslam’ı öğretin mi, namaz kılmayı öğrettin mi, abdest almayı öğrettin mi, şunu öğrettin mi, bunu öğrettin mi… diye. Kadın hepsine yok diye cevap verir. Babam da; “O yok, bu yok … cin çarpmasında ne çarpsın” der ve kadını gönderir.
  • Bizler kurulu nizamı Hakk namına eleştireceğiz. Bu toplum barış içinde yaşasın diye Hakkı üstün tutacağız. Herkes kendi alanında Hak’kı hayata geçirecek.

Program sonrasında Genel Başkanımız Mehmet ÇELİK bey tarafından günün anısına Yusuf Tarık UÇAR beye hediye takdiminde bulunuldu.