''Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt,kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rahmet geldi.''  (Yunus suresi: 57).

                                                                                                    
Kur'an-ı Kerim, Bakara suresinin 2. ayetinde kendisini "huden" (rehber) olarak tanımlıyor. Rehber, ''yol gösteren, doğruyu bulduran, hidayete erdiren'' anlamlarında kullanılmıştır.

Kur'an'ı hayatımızda rehber edinebilmek için üç kadameli bir yol takip edebiliriz: Okumak, anlamak ve hayatımıza uygulamak.
 
OKUMAK: Kur'an-ı Kerim’i önce yüzünden talim ve tecvit kurallarına riayet ederek okumayı öğrenmek anlamına gelir. Efendimiz (s.a.v) ''Kur'an'ı öğreniniz! Şüphesiz okurken her harfine karşılık on sevap alırsınız.'' buyurmuşlardır.

Kur'an'ı kurallarına göre okumak, onu hayata tatbik etme yolundaki birinci adımımızdır. Kur'an'ı yüzünden okumak ruhumuza  ferahlık, genişlik, huzur ve tarif edemeyeceğimiz duygular yükler. Bu da Kur'an'ın mucizevi bir yönüdür.

Kur'an'ı okumamızdaki amaç onu anmaya çalışmaktır. Bu konuyu İyas bin Muaviye'nin verdiği şu örnek çok güzel açıklamaktadır:
 

''Kur'an'ı okuyup manasını bilmeyen, anlamayan kimse, lambanın olmadığı bir gecede hükümdarından kendisine bir mektup gelen bundan dolayı kendisini korku saran ama mektubun içinde ne olduğunu bilmeyen kimse gibidir.''
 
ANLAMAK: Kur’an, Yüce Allah’ın (c.c) şu ayette buyurduğu gibi üzerinde düşünülüp anlaşılması için indirilmiştir: "Biz düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik." (Yusuf suresi: 2).

Kur’an’ı Kerim’i anlamaktaki maksadımız; onun hükümlerini anlamak, tefekkür etmek ve yaşantımıza hâkim kılmaktır. Nefislerimize en zor ve ağır geleni de bu son kısmıdır maalesef.
 

UYGULAMAK: Abdullah İbni Mesud (r.a) bu hususta şöyle diyor: ''Bize Kur'an'ın lafızlarını ezberlemek zor, onunla amel etmek kolay gelirdi. Bizden sonrakilere Kur'an'ı ezberlemek kolay, onunla amel etmek zor gelecektir.'' (Kurtubi, 1/40).

 
Kur'an'ı hayatımıza uygulama konusunda sahabenin ilk Kur'an hocalarından Abdullah İbni Mesud'un tavsiye ettiği gibi, Kur’an’ı azar azar okumalı, okuduğumuzu anlamalı ve tefekkür etmeliyiz. Bu hususta Abdullah İbni Mesud’un bir diğer tavsiyesi de şöyledir: ''Biz on ayeti alır, önce bu ayetlerin helalini haramını öğrenirdik. Amel etmemiz gereken ilke ve prensipleri uygulardık. Sonra diğer on ayete geçerdik.''

Kur'an hayatımıza yön verecek yegane kitabımızdır. Hayatımızın bütün alanlarına -aile hayatımıza, ekonomimize, siyasetimize, sanatımıza, edebiyatımıza- yön verecektir. Allah'u Teala, Kur'an'ı Kerim'de yapmamız ve yapmamamız gerekenleri bize bildirir.
Bizler de okuyup anlamaya, tefekkür etmeye ve uygulamaya çalışırız. Anlayamadığımız noktalar olduğunda diğer ayetlere, hadis-i şeriflere, tefsirlere ve diğer güvenilir kaynaklara başvururuz.

Maalesef bizlere Kur'an'ın lafızlarının okunması kadar anlamaya çalışılması ve hayata tatbiki büyüklerimiz tarafından yeteri kadar tavsiye ve teşvik edilmemiştir.
İnşallah bundan sonra -önce kendi nefsim olmak üzere- Kur'an'ı daha bilinçli okuyup, anlayıp, tefekkür edip hayatımıza uygulamaya gayret ederiz.

Cenab-ı Hak, Kur'an'ı okuyan, anlayan ve hayatında uygulayan kullarından eylesin. Kur'an gönüllerimizin baharı, kalplerimizin şifası, hayatımızın rehberi, kabirlerimizin aydınlığı olsun. Amin.

   Vahdet TURHAN