İkra Derneği Esenyurt Temsilciliği olarak gerçekleştirdiğimiz sohbette, Bekir YILDIRIM Hocamızın bize naklettiği konu Nisa Suresi 34. ve 35. Ayetlerin tevsiriydi.
"﴾34﴿Allah’ın, (iki cinse) birbirinden farklı özellik ve lutuflar bahşetmesi ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdır; Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara ögüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür."
"﴾35﴿ Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Düzeltmek isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır."
Özetle;
Allah insanların bir kısmına diğerlerinden üstün kabiliyetler vermiştir. Erkek kadına "kavvam"dır. Yani kadın için koruyucu, kollayıcı, gözetici olmalarıdır. Erkekler aile geçimini ve diğer malî yükümlülükleri üstlenmişlerdir. Genel olarak erkeklerde akıl ve mantık ön plandadır, kadınlarda ise duygu öne çıkar. Koruma bakımından fizikî güç önemlidir ve erkekler bu yönden daha güçlüdürler. "Kavvam" kelimesine çağımızda yüklenen hâkim mâna ise “aile reisliği”dir. Ailede kurucu unsur karı-kocadır. Aile düzenini korumak gerekiyor. Bu noktada Kur’ân-ı Kerîm vazifeyi ailenin reisi sıfatıyla önce kocaya vermektedir. Öngörülen tedbirlere başvurmasına rağmen koca düzeni sağlayamazsa ve ailenin dağılmasından korkulursa, sıra hakemlere gelecektir. Âyette hukuka baş kaldıran, meşrû aile düzenini bozmaya kalkışan kadına karşı erkeğin yapabileceği şeyler; öğüt vermek, yatakta yalnız bırakmak ve dövmek şeklinde sıralanmıştır. Öğüt vermek ve yatakta yalnız bırakmak, küsmek gibi tedbirler problem teşkil etmemiştir, ancak dövme tedbiri özellikle çağımızda, kadın hakları ve insanlık haysiyeti yönlerinden önemli bir tartışma konusu olmuştur. Maalesef bazı tevsirciler bu konuda yanlış anlaşılmakla beraber, kadına uygulanan şiddete kaynak olarak bu ayet gösterilmektedir. Kesinlikle böyle birşey olamaz. "dövmek" kavramı kadına ağız burun dalmak anlamına veya aşırı şiddet uygulanması anlamına gelmez. Allah kadını "Anne" sıfatına layık görmüştür. Kadın merhametlidir, naziktir. Zira Peygamber Efendimiz (sav) kadınların dövülmesini men etmekte, eşlerini dövenlere “hayırsız” demekte, bu davranışla aynı yuvayı ve yatağı paylaşmanın bağdaşmazlığına, insanî ve ahlâkî olmadığına dikkat çekmektedir (Buhârî, “Nikâh”, 93)
Fıkıh kitaplarında dövmenin şekli ve miktarı üzerinde durulmuş, kadına zarar vermemesi, iz bırakmaması, yüze vurulmaması genel olarak kaydedilmiştir. Bazı tefsircilere göre vurma tamamen semboliktir.
Hz. Peygamber (sav) tarafından toplum ıslah edilerek, insanın ve özellikle zevcenin dövülemeyeceği ifade ve telkin edilerek kötülenmiş, “iyi bir kocanın karısını dövemeyeceği” kaidesi bu yakışıksız davranışın önüne bir set olarak konmuştur.
Not: Her hafta Pazartesi günü saat 21:00'de ilim sohbetimiz vardır. Herkesi bekliyoruz İnşaAllah.
Adres: Akçaburgaz Mah. 3050 Sk. No:8 D:15 ESENYURT