İKRA Derneği Esenyurt Temsilciliği olarak, her hafta Pazartesi günü gerçekleştirdiğimiz sohbetimizin bu haftaki konuğu İkra Derneği Genel Başkanı Sn. Mehmet ÇELİK Hocamızdı.
Sohbetimizin konusu; İslâm, İnsan ve Değerine dair, İnsan Suresi’nin ilk 5 Ayeti’nin tevsiriydi.
﴾1﴿ Gerçek şu ki, insanın yaratılış tarihinde onun henüz anılan bir şey olmadığı bir dönem gelip geçmiştir.
﴾2﴿ Hakikatte biz insanı katışık bir nutfeden yarattık; imtihan edelim diye onu işitir ve görür kıldık.
﴾3﴿ Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik; artık o isterse şükreden olur, isterse nankör.
﴾4﴿ Ama biz inkârcılar için zincirler, halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır.
﴾5﴿ İyiler ise içindekine güzel koku katılmış bir kadehten içecekler.
Genel Başkanımızın sohbetinden özetle;
Değerli arkadaşlar biliyorsunuz ki, tarihte ve günümüzde çok kıymetli ressamlar, heykeltıraşlar var ve bu sanatçıların çok önemli sanat eserleri vardır. Nice insanlar bu eserlere haddinden fazla paha biçer, hatta tonlarca para vererek bu eserlere sahip olmak isterler. Oysa insan bilmez, en kıymetli ve eşsiz sanat eserinin kendisi olduğunu. Halbuki, ilmek ilmek her zerresine kadar bir şaheserdir insan.
İnsan, İslâm için kâinatta en değerli varlıktır. Düşünen her insanı hayrete bırakmaya yeterli, kudret kalemiyle yazılmış bir varlıktır insan. Kâinata sığmayan ilahi terennümü, iman ve aşkında yaşatabilecek bir gönüle sahip varlıktır insan. Bir taraftan ruhunda kaynayan aşkla Yüce Allah’ın emirlerine karşı sorumlu, diğer taraftan akıl ve irade gücünü kullanmada hürdür insan.
İnsan, ucu bucağı bilinmeyen varlık âlemi içinde, eşsiz bir konuma sahiptir. Allah’ın yaratmış olduğu nadide bir sanat eseridir.
Bilmeyiz, maalesef değerini anlamayız bu sanat eserinin. Yani kendimizi, kıymetimizi ...
Kâinat’ta herşeyin kaynağı su’dur. Bir resim, bir heykel, bir ağaç veya bir meyvenin...
İnsanın da varlık âleminde varoluşundaki, yaratılışındaki kaynağı su’dur.
Nitekim Hicr Suresi 26. Ayet’te; “Andolsun biz insanı şekillenebilir özlü balçıktan, (şekil verilip) kurutulmuş çamurdan yarattık.” diye buyuruyor Allah (cc).
Peki herşey böyle mükemmel iken ve insan Allah’ın buyurduğu gibi “eşref-i mahlukat” iken, nedendir bunca elem, bunca keder, bunca zulüm ve sıkıntı?
Cevabı apaçık bellidir ki, aklımızı kullanamıyoruz. Şayet aklımızı kullanıyor olsaydık, en büyük Rehberimiz olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’i anlamaya çalışırdık, Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’i okumaya, anlamaya ve hayatımıza yönlendirici rol olmasına müsaade ederdik.
Ne acıdır ki bu konudaki acziyetimiz had safhadadır. Oysa Müslüman’a yakışan her dâim bilgiye aç olması ve hayatının her safhasında ilim öğrenmeye çaba ve gayret göstermesidir. İşte tam da bu noktada insanoğlu, özellikle de Müslümanlar gayretkâr olursa, hem dünya güzelleşir hem de insandaki o zenginlik, şaheserlik gün yüzüne çıkmış olur.
Eğer insan okumazsa ve ilim öğrenmezse, hayatı sadece yemek-içmek ve cinsi münasebetten ibaret olur. Bu durum, çok afedersiniz hayvanlarda da mevcudiyetini koruyor. Farklılık olmalı bizim açımızdan.
Bizi, yani insanı farklı kılan akıl ise şayet, o zaman o aklı kullanmak ile mükellefiz. Bu, bizim boynumuzun borcudur. Okuyacağız, öğreneceğiz ve ilim sahibi olacağız.
Ahlâki yapımız düzelmedikçe, kitap okuma seviyemiz artmadıkça, ilim ve irfan yolunda gayretimiz yükselmedikçe, sevgiyi ve hoşgörüyü yaymadıkça, özellikle de İslâmi kimliğimizi kullanarak, Müslüman’a yakışır bir duruş ve dürüstlük örneği göstermedikçe, maalesef batı dünyasının gölgesi altında kalmaya mahkum olacağız.
İmanımızı sağlam ve diri tutacağız. Zira, insanı kontrolde tutan ve koruyucu güç vazifesi gören iman, hayatın rotasını çizmekte ve insanın nasıl yaşaması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Allah’a iman ve tevekkül, yalnızlık kalıbından sıyrılma ve zorlukları bir bir aşma imkânı verir. İman etmiş insanlarla birlikte olma, Allah’ın dini için omuz omuza çalışma, sıkıntı ve zorlukları kolaylaştırır ve insana güçlü bir irade kazandırır.
Avrupa Birliği’ne giremememizin sebeplerinden bir tanesi de, dürüst olmadığımız içinmiş mesela. Raporda öyle yazıyor.
İnsanlık tarihinin en iğrenç ahlâki bozukluklarına sahip olan ve bu konuda hep öyle kalacak olan batılı devletler, biz müslümanlara ticarette dürüst değilsiniz diyor, ahlâklı değilsiniz diyor.
Nitekim siyasette de, alışverişte de, sanayide de, dış ikişkilerde de ...
Ne acıdır ki, Batılılar bunu gerekçe göstererek bizleri, yani Müslümanları adeta küçümsüyor, eziyor, sizi yanımıza alamayız diyorlar dalga geçer gibi. İnsan bunları duyunca gururu inciniyor, utanıyor değil mi?
Başımızı iki elimizin arasına alıp şöyle bir düşünelim bakalım!
Bu durumun en büyük sebebi olan okumadaki zayıf tarafımızı düzeltecek miyiz, yoksa ahlâksız batı devletlerin bize ahlâk dersi vermesine müsaade etmeye devam mı edeceğiz?
Dünyanın dört bir yanında Müslüman devletler hep bir karışıklık içerisinde, batı dünyasının ekmeğine adeta yağ sürmektedir.
Toparlayacak olursak, bugün dünya tarihinde okuma oranı en düşük ülkeler sıralamasında, Müslüman ülkeler en alt sıralardadır hep.
Hem de Yüce Rabbimizin biricik Kur’an-ı Kerim’i varken. Kur’an-ı Kerim’i anlamadık, gerektiği gibi okumadık, kıymetini bilemedik, gerektiği gibi okumaktan âciz kaldık. O bir kitap değil, aksine bütün kitaplar bu yüce kelamı anlamak içindi. Değerini bilemedik, bilemiyoruz, bilmemeye de devam ediyoruz. Ve ne yazık ki bundan dolayı ezilen hep Müslümanlar olmuştur, olmaya da devam etmektedir.
O yüzden diyoruz ki, Okuyalım, okutalım, hep beraber hem dünyada hem de ahirette kazananlardan olalım İnşaAllah.
Not: Sohbetimizden önce misafirlere çiğköfte ve çay ikrâmında bulunduk
Sohbetimize iştirak eden başta Genel Başkanımız Sn. Mehmet ÇELİK Hocamıza ve tüm misafirlerimize teşekkür ediyor, bir dahaki sohbete kadar Allah’a emanet olun diyoruz.
Sohbetlerimiz her hafta Pazartesi günü saat 21:00’de devam etmektedir. Sizi ve sevdiklerinizi bekleriz İnşaAllah.
Adres: Akçaburgaz Mah. 3050 Sk. N:8 D:15 Esenyurt